AKADEMİ BÜLTEN bu sayısıyla yeni bir çalışma dönemini aralıyor. Akademi etkinlikleri de kısmen yavaşlayıp, sonbahara daha verimli, daha güçlü bir çaba ile girilmeye çalışılıyor. „Dedeler Yetkinleşme Eğitimi“, 20 Temmuz’da ikinci terminini tamamlamış olacak, üçüncüsü ise Ekim başlarında başlayacak. Etap eğitimleri, konferans, seminer, panel ve diğer etkinlikler de doğal olarak durgun bir döneme giriyor.
AKADEMİ BÜLTEN, başlangıçta sadece Akademi ve dost kuruluşların çeşitli etkinliklerini yayınlamakla yetinmeyi planlamışken, adeta bir düşün ve sanat platformuna, bir dergiye dönüştü. Toplumsal gereksinmeler, çok defa planları altüst ediyor, yürünecek çığırı kendi zoruyla açıyor ve sizi de oradan yürümeye zorluyor. Yükü ve yükümlülükleri de bir okadar arttıran bir etken. Sayfalar çoğalıyor, ayrılan zaman artıyor, maddi ve manevi külfetler büyüyor… Ne var ki toplumumuz, AKADEMİ BÜLTEN’i sahiplenmekte gecikmedi, desteğini her geçen gün arttırıyor. Avrupa ve Türkiye’de abone oluyor, abone buluyor, okuyor ve okutuyorlar. Bu çaba ve desteğin daha da büyüyüp genişlemesini dilemekteyiz.
Binbir çaba ve sıkıntılara karşın ancak 1 Şubat 2003’de başlatılabilen „Dedeler Yetkinleşme Eğitimi“ azımsanmayacak bir ilgi ile karşılandı. Tarihimizin son üçyüz yılında, bu kapsam ve içerikle ilkkez açılan bu okul, umutsuzlukları önemli oranda giderdi ve yeni atılımlara yönelik çaba ve tasarımlarımızı daha da güçlendirdi. Kişi, kurum ve kuruluşlarımız desteklerini esirgemeyip arttırırlarsa bunu, önümüzdeki aylarda yenileri izleyecek, peş peşe diğerleri devreye girecek diye umutlanmaktayız.
AKADEMİ BÜLTEN’in bu sayısı öncekilerden daha dolu. Dr. K. Kehl’in, Aleviliği Almanca anlatan özlü bir yazısını okuyacaksınız. Zaman zaman diğer dillerde de yayın yapmanın yararına ve zorunluluğuna inanıyoruz.
Daha önceki yazılarını beğeniyle okuduğunuz Prof. Dr. Cengiz Güleç, Alevi „Self“ini oluşturan tarihsel, felsefi, sosyal ve kültürel arka planı sorguluyor. Konu kapsamlı ve karmaşık. Doğal olarak farklı çağrışımlara, kişiye özgü fikir ve değerlendirmelere yolaçan bir nitelik taşımakta. Bu noktayı da dikkate alarak, konunun yeni ve daha kapsamlı çalışmalara yolaçacağı düşüncesiyle yayınlamakta yarar gördük. Ne dersek diyelim her kalemin sorumluluğu sahibine, değerlendirmeyse okurlara aittir.
„Dedeler Yetkinleşme Eğitimi“nde ders vermekte olan Dr. İsmail Engin, bu yazısında, Amerika-Irak Savaşı nedeniyle tahrip olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan Kerbela ve Necef gibi „Kutsal Mekânlar“ımızla ilgili çabalar? irdelemekte, Musul ve Kerkük çevresinde bulunan ve „Kakeyi“ diye adlandırılan Aleviler’in, söz konusu savaş nedeniyle zarar görmemeleri konusunda ciddi uyarılarda bulunmakta. Bunun yanısıra „Alevi Belleği“nin çalışmaları hakkında, istek üzerine yazdığı geniş bir açıklamasını da sayfalarımızda bulacaksınız.
Dr. Havva Engin, son yılların en aktüel konularından biri olan „Almanya’da Alevilik Dersleri“nin hangi yasal koşullarda ve nasıl uygulamaya sokulabileceğini değerlendirmekte. Bunun ufkumuzu daha da genişleteceği, daha tutarlı ve daha bilinçli çabalara yolaçacağı kanısını taşımaktayız.
AKADEMİ BÜLTEN’in bu sayısından itibaren „BELGE-YORUM“ başlığı altında yeni bir bölüm başlatılıyor. İlk yazı Dr. Hüseyin Ağuiçenoğlu’nun. 23 Nisan 1938 tarihli, Dobruca’da yayınlanmış olan Türk Birliği gazetesinde Alevileri de konu alan bir makaleyi değerlendiriyor. Bu serinin ilgiyle izleneceği kanısını taşımaktayız.
Yine, okurlarımızdan gelen yoğun talep üzerine „OKUR NEFESLERİ“ başlığıyla bir bölüm daha açıyoruz. Şiirleri burada, birarada bulacaksınız. Rıza Can Sevimli, Yusuf Arslan ve Ali Budak imzalı şiirlere yer verilmiş bu sayıda.
Daha bir çok diğer yazı, haber, söyleşilerle karşılaşacak, zevkle okuyacaksınız AKADEMİ BÜLTEN’i.
Gönlünüzce bir yaz daha dileğiyle…
AKADEMİ BÜLTEN