Dağ dağ yüklendim
Omuzladım seni
Amansız, apansız gelişlerinde bile.
Bir kez olsun „yeter artık“ duydun mu benden
Bir de, „başkalarına git“…
Varlığında kıvrandığım
Ekvator’un sıcağı, sahranın susuzluğu
O azgınlığa bu uysallığım boşuna mı
Boşuna mı bunca cefaya vefam…
Sen bilmezsin bunları
Bilemezsin külünden var olmayı
Yaraya tuz basmayı
Yaratmayı bilemezsin sen…
Sen…
İster Nemrut’un ateşi ol
İstersen Büyük İskender
İster ecüş becüş masalı
İster insanların korkulu rüyası
Bize ne keder.
Duygunun güneşiyle musahibiz biz
Kabuklaşmış toprağın öpüştüğü damla
Esen sam yeliyiz boranı sırıl sıklam eden
Yâr deriz
Gönlümüzde bin aah…
Sevene sevda olduk
Sevdikçe sevilen…
Ya sen…!?
Budak Ali
Hildesheim, 15.05.2007