MUSTAFA DÜZGÜN
Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, İmadettin Nesimi gibi şair ve ozanlar, yaşadıkları tarihsel dönemin, toplumsal yaşamın sorun ve duyarlıklarını yoğun olduğu kadar çözümleyici, yol gösterici bir bilinçle yorumlayıp sunarlar. Halk, dertlerini, özlemini duyduğu dünya ve toplumun nasıl olması gerektiğini onlar da bulur, onlardan öğrenir. Onlarla oturup kalkar, onlarla coşup duygulanır. Aydınlanır, onların etkisiyle yön ve yol yolak bulur. Aşık Mahsuni Şerif de, işte bu ozanlar geleneğimizin 1960’lı yılların dönüşüm ve atılım sancıların yaşandığı çok yönlü ve karmaşık koşulların ozanıdır.
Onun ölümünün üzerinden henüz bir yıl gibi kısa sayılan bir süre geçmişken, halkın çeşitli kesimlerinin, öncelikle de sanatçı ve aydınlarımızın, ona bu denli sıcak ve saygın bir ilgiyle sahip çıkmaları hiç kuşkusuz son derece kıvanç verici bir durumdur. Çeşitli Medya birimlerinde, yayın ve konuşmalarda sık sık anıldığına, farklı yorum ve değerlendirmelerin yapıldığına mutlulukla tanık olmaktayız. Ortaya çıkan yaklaşımların tutarlı ya da tutarsız olması bir yana, ona sahip çıkılması, onun yaşatılması daha da önemli bizce. Nasıl olsa bu süreç işleyecek, yakın bir gelecekte o da hakkı olan yeri, konumu ve değeri bulacaktır.
Kimileri onu dar-milliyetçi duyarlıklarla, kimileri siyasal ve ideolojik nitelemelerle, kimileri de sadece bir Alevi inananı olarak onu değerlendirmeye çalışmakta. Bütünsel ve objektif bir bakış yerine, onu, çok defa kendi motivasyon ve yeğlemelerinin etkisinde kalarak onu, arzu ettiği bir yere koyup görmek istemekte. Özcesi herkes kendi Mahsuni’sini kurgulamakta, onu kendi gönlündeki yere oturtma çabasında. Ne ki birer birer bunlardan hiçbiri Mahsuni’yi tamı tamına olması gereken yere oturtmaya, onun tarihsel ve toplumsal yerini, sanat ve kavgasını belirlemeye yetmemektedir.
Konunun çok iyi bir biçimde araştırılıp incelenmesi gerek. Bunun için de henüz zaman erken. Önemli olan herkesin, hepimizin ona sahip çıkması, onu yaşatmaya çalışması. Yoksa Alevi ozanlar geleneği nasıl sürer, aydınlanma, ilerleme ve çağdaşlık süreği nasıl yürür!
Ölümünün birinci yılında O’nu saygıyla anıyoruz.