Kazım Balaban
İmam Müçteba (seçkin, seçilmiş)ismi ile de çağrılan Hz. Hasan, Peygamberin kızı Hz. Fatıma’nın ve Hz. Ali’nin büyük oğludur. 11 Nisan 624 tarihinde Medine’de dünyaya gelmiştir. Hz. Peygamber torunları için „Hasan ve Hüseyin benim oğullarımdır“ buyurmuştur. Bundan hareketle Hz. Ali diğer çocuklarına „Siz benim oğullarımsınız. Hasan ve Hüseyin de Peygamberin oğullarıdır.“ demiştir. (1)
Babası Hz. Ali şehit olunca, onun vasiyeti ile İmamet ve Hilafet makamlarını üstlendi. Bu süre içinde Ehli Beyt’e aşırı düşmanlık güden ve yıllarca hilafet için savaşan Muaviye ile savaşmak durumunda kaldı. Muaviye, 3. Halife Osman’ın asiler tarafından katledilmesini bahane ederek, ama gerçek niyeti Halife olmak istediği için daha önce Sıffeyn Savaşında da Hz. Ali’ye karşı savaşmıştı. Ancak Hz. Hasan’ın bazı ordu komutanları Muaviye tarafından rüşvet karşılığında Hz. Hasan’a karşı cephe almaya başladılar. (2)
Bu durumda Hz. Hasan mecburen Hilafeti geçici olarak Muaviye’ye bırakmak ve barış imzalamak zorunda kaldı. Anlaşma maddelerinden en önemli 2 maddesi ’’Halka adaletli davranmak’’ ve ’’Muaviye öldükten sonra Hilafetin Hz. Hasan’a tekrar iade edilmesidir’’ (3)
Böylece Muaviye hilafeti hile ile ele geçirdi. Ancak hemen sonra Irak’ta yaptığı bir hutbe barış anlaşmasının şartlarının ortadan kalktığını beyan etti. Bütün bu gelişmelerden sonra Muaviye tarafından anlaşmanın Hz. Hasan ile ilgili boyutunun da ortadan kaldırılması gerekiyordu. Bunun için Hz. Hasan’ın hanımı Cüde’yi ’’ Hz. Hasan’ı zehirlediği takdirde oğlu Yezit ile evlendireceğini’’ vaat ederek İbnil Hakem adındaki özel doktoruna hazırlattığı zehiri yardımcılarından Mervan’a verip, Emevilerden Kuttame adındaki bir kadın tarafından Cude’ye ulaştırarak onu kendi eşi eliyle zehirleterek şehit etti. Amacına ulaşan Muaviye daha sonra sahte üzüntü belirtileri göstererek, Cüde ile yaptığı anlaşamayı bozarak onu idam ettirmiş ve tüm sorumluluğu onun üzerine atmıştır.
Şehadet tarihi hakkında 25 Mart 670 veya 18 Eylül 670 olarak iki farklı tarih bilinmektedir. Babası Hz. Ali’nin 24 Ocak 661 veya 28 Ocak 661 tarihinde Şehit edildiği göz önüne alınırsa Hz. Hasan’ın İmameti 10 yıla yakın sürmüştür.
Hz. Hüseyin ve diğer Ehli Beyt bendeleri, Hz. Hasan’ın cenazesini dedesi Hz. Muhammed’in yanına defnetmek istemişlerse de, Ebu Bekir’in kızı Aişe (Ayşe), yanına topladığı bir miktar savaşçı ile cenaze kafilesinin önüne çıkarak ’’ Kendisinin Hz. Muhammed’in eşi olduğu vesilesi ile Hz. Hasan’ı, Peygamberin yanına defnettirmeyeceğini’’ beyan ederek tarihte Fil Vakası olarak anılan bir çatışma çıkartmış ve Hz. Hasan’ın naaşını oklatmıştır. Bunun üzerine cenazede gerginlik istemeyen kafile İmamın naaşını Medine’de Baki mezarlığında defnetmişlerdir.
Dipnotlar :
1. Menakıb-ı İbn-i Şehraşub, c.4, s.21 ve 25. Zehair-ul Ukba, s.67 ve 121.
2. İrşad-i Müfid, s.172. Menakıb-ı İbn-i Şehraşub. c.4, s.33. Fusul-ul Mühimme, s.144.
3. İrşad-ı Müfid, s.172. Menakıb-ı İbn-i Şehraşub, c.4, s.33. Abdullah b. Müslim b. Kuteybe’nin „El-İmamet-ü ves-Siyase“ kitabı; c.1, s.163. Fusul-ul Mühimme, s.145. Tezkiret-ül Havas, s.197.