Akademi Başkanı Mustafa Düzgün’ün, temelde gerici yönetimlerin, fanatik Sünni ve şeriatçı çevrelerin Alevilere yönelttikleri iftira ve karaçalmaların, takiyye yapılarak hala sürdürüldüğünü ima eden ifadeleri “Anavatana Kavuşunca Memleket Hasreti Başlar” adlı kitabında kullanan Prof. Dr. Halime Kozlubel Doğru’ya hitaben yazdığı mektup şöyledir:
Prof. Dr. Halime Kozlubel Doğru,
Biz; merkezi Almanya’nın Bremen kentinde olup, yaklaşık 10 yıldan beri hizmet veren Avrupa Alevi Akademisi’yiz. Sırf Avrupa ülkelerindeki sayıları bir milyonu aşan ve hemen tümü Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı bulunan bir topluluğa, Alevi toplumuna eğitim ve araştırma hizmeti vermekteyiz. Bu arada Türkiye’de yaşamakta olan 25 milyonu aşkın insanımıza, tüm Türkiye’ye karşı kayıtsız kalmadığımızı, çağdaş değer ve kazanımların korunması, gerçekten laik ve gerçekten demokratik bir yapılanmanın sağlanması amacıyla, hiç mi hiç ″takiye″ yapmadan, apaçık ve mertçe mücadele verdiğimizi de yinelemeliyim.
Gerçek böyleyken, dünyadan haberi olmayan sıradan birileri, ″Kızılbaş″ sözcüğünü, Osmanlı yöneticilerinin yaptığı gibi kötü anlamda kullansaydı, fazlaca yadırgayıp hayıflanmazdık. Haydi soyadınızdaki ″Doğru″ sözcüğünü soyadı yasasının bir hatası olarak niteleyelim; peki bu ″Prof. Dr. ″ye ne demeli? Bir bilim adamı olarak, temelde gerici yönetimlerin, fanatik Sünni ve şeriatçı çevrelerin Alevilere yönelttikleri iftira ve karaçalmaların, takiyye yapılarak hala sürdürüldüğünü ima eden ifadelerde bulunmanız, doğrusu hoş görülür, sineye çekilir gibi değil.
Söylenecek söz çok! Yararı olmamışsa ve de olmayacaksa kısa kesmek galiba en hayırlısı!
10 – 11 Haziran 2006 günlerinde, Akademi Bilim Kurulu üyelerimizin, diğer kurul ve çalışma birimlerimiz ile çok sayıda seçkin davetlinin hazır bulunduğu Sempozyum’da, divana sunulan bir önerge üzerine, Anavatana Kavuşunca Memleket Hasreti Başlar adlı kitabınızın içeriği hakkında bilgi verilip söz konusu bölümler ayrıca değerlendirilerek, o esnada oturum başkanı da olan Akademi Başkanı’na, şahsınıza böyle bir mektubun yazılması görevi verildi.
Kumluca köylülerinden, sözünü ettiğiniz Üniversite’nin bölüm başkanı ve orada çalışan ″kalabalık bir Alevi grup″tan, tüm Aleviler’den ve kim, hangi ulus, hangi din ve inançtan olursa olsun insanlara iftira ve karaçalmaktan kaçınmayı ahlaki bir ilke olarak değerlendiren onurlu ve saygın insanlardan açıkça ve tarih önünde özür dilemelisiniz!
Unutmayınız ki tarih ve insanlık önünde hesap verecek olanlar, hakaret ve iftiraya uğrayanlar değil; namuslu insanlara çamur atmayı marifet sananlardır!
Mustafa Düzgün
Akademi Başkanı